Müzik




Müziğin Başlangıcı

Müzik en eski sanat dallarından biridir. Tarihöncesi devirlerde kuşların ötüşünden, suların şırıltısından, yağmurun sesinden, rüzgârın ve kıyıya vuran dalgaların uğultusundan esinlenen ilk insanlar, içi boş bir kütüğe deri geçirip vurarak, hayvan bağırsaklarından yapılan ipleri çekerek, boynuz, kemik ya da odundan boruları üfleyerek doğadaki sesleri taklit etmeye başladılar. Başlangıçta işaret vermek amacıyla kullandıkları bu sesleri sonraları hoşlarına gidecek biçimde düzenleyerek kendi ilkel müziklerini yarattılar. Eski zamanlardan beri müziğin, dinsel törenlerde önemli bir yeri oldu. Günümüze ulaşabilen en eski müzik yazmaları Hindistan'da 3.000 yıl öncesinden kalma Veda ilahileridir. Müzikle ilgili ilk kuramları geliştiren Eski Yunanlılardı. Müzik ve dansın insanların yaşamında önemli bir yer tuttuğu Eski Yu-nan'da, şairler lir eşliğinde destanlar söylerdi. Müzik sözcüğü. Eski Yunan'da sanatın esin tanrıçaları olduğuna inanılan Musalar'ın adından türetilmiştir. Bununla birlikte o dönemde mousike sözcüğü, Musa-lar'ın koruması altındaki her sanat ya da bilim dalı için kullanılan genel bir terimdi. İÖ 6. yüzyılda akustiğin temelini kuran Pisagor (Pythagoras) müziği matematiksel yoldan çö-zümleyerek, bir sesin yüksekliği ile telin uzunluğu arasındaki ilişkiyi saptadı, Belirli uzunlukta-Kİ bir telde çalman notanın frekansının, iki kat uzunluktaki bir telde çalman notanın frekansının tam iki katı olduğunu buldu. Çinliler de Eski Yunanlılar gibi müziğin sevinç ve keder gibi duygular uyandırmaktaki gücünün bilincindeydiler. Müziğin tanrısal bir gücün yankısı olduğuna inanıyorlardı. Bu inanç daha sonraları da sürdü ve Hıristiyan-lık'ın ilk yıllarından başlayarak, müzik etkili bir dinsel anlatım aracı oldu. Müzik sözün taşıyıcısı olarak kullanıldı. Melodi dinsel metnin aydınlatılmasına yardımcı oldu. Martin Luther de içinde olmak üzere önde gelen Hıristiyan din adamları müziğin yalın ve dindarlığı güçlendirici olmasından yanaydılar. Müziğin kuramsal gelişimi tarih boyunca çeşitli evrelerden geçti. Ortaçağda dinsel müzik bugün tonalite adı verilen majör ve% minör ses dizileri dışında kalan ses dizilerine yani morlara göre yazılıyordu. Tonalite ve oktav (birinci sesten sekizinci sese kadar olan aralık) 17. yüzyılda geliştirildi.
Klasik Müziğin Mucizeleri
Uzmanlar, Mozart gibi klasik müzik bestecilerinin eserlerini, günde en az bir kere sakin bir ortamda dinlemek gerektiğini söylüyorlar. Bu yöntemle özellikle "zihinde imaj canlandırma" konusunda başarılı olabiliyorsunuz. Bunun yanısıra, matematik problemlerini çözmekte, satrançta, müzik enstrümanlarını çalmakta ustalaşıyorsunuz.California Üniversitesi uzmanları, bunu "Mozart Etkisi" olarak nitelendiriyorlar. Ayrıca klasik müziğin zihni açtığı ve gevşemeye yardımcı olduğu görüşünde birleşiyorlar. Kısacası, zekânızı yoğun olarak kullanmak durumunda olduğunuz zamanlarda klasik müzik dinleyin.
Klasik müzik, matematiksel düşünceyi güçlendiriyor, öğrenme fonksiyonuna yardımcı oluyor ve kişiyi sakinleştiriyor. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erol Belgin, sesteki özel matematiksel düzenlemenin beyindeki alfa dalgalarını uyararak kişiyi sakinleştirdiğini ve gevşettiğini bildirdi.Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdürü de olan Belgin, müzik ve beyin arasında sıkı bir ilişki bulunduğunu belirterek, klasik batı ve Türk müziğinin insan beyni üzerinde olumlu etkileri olduğunu söyledi.Bilim adamlarınca, anne karnındaki bebeğin klasik müzik dinleyince yumuşak hareketler yaptığının, rock türü müzikler dinleyince ise tekmelerin şiddetinin arttığının dile getirildiğini ifade eden Belgin, "Bilim adamlarına göre, alçak frekanslı tonların fazlaca bulunduğu rock müzik, kişiyi mekanik olarak hareketlendirir ancak, mental ve fiziksel enerjiyi deşarj eder" dedi.Nitelikli müziğin, beynin işitme yani müzikle ilgili bölümü olan sağ temporal lobunu ve "uzaysal algı"yı güçlendirdiğini anlatan Belgin, "Nitelikli müzik hafızaya sinirle ilgili yeni bağlantılar kazandırır" diye konuştu.Müzik ve matematiksel düşünceKlasik müziğin matematiksel düşünceyi güçlendirdiğini ve öğrenme fonksiyonuna yardımcı olduğunu belirten Belgin, şunları söyledi: "Sesteki özel matematiksel düzenleme beyindeki alfa dalgalarını uyararak kişiyi sakinleştirir ve gevşetir. Bu durum, öğrenme kapasitesini artırır. Müzik ayrıca, beynin doğal bir kimyasalı olan ve salgılanması halinde rahatlık, güzel duygular ve heyecan veren endorfin salgısını artırır. Endorfinin salgılanması, ağrıyı ve stresi azaltır, yaşlanma sürecini yavaşlatır." Hoş melodilerin beyni yiyecek ve seksten daha üst düzeyde uyardığını bildiren Belgin, "Şarkı söylemek beynin duşudur, hayatın gerçek tadıdır. Nasıl söylediğiniz önemli değil" diye konuştu.Hangi yaşta olursa olun enstrüman çalın.Hangi yaşta olursa olsun enstrüman çalınmasının da işitme ve konuşmayla ilgili temporal lobları önemli ölçüde geliştirdiğini, işitme ve lisanla ilgili yetileri güçlendirdiğini ifade eden Belgin, "Enstrüman çalarken beyin kabuğunda fizyolojik değişiklikler, çok sayıda aktivite göze çarpar. Enstrüman dersi alan okul öncesi çocuklardaki uzaysal algının bu eğitimi almayanlardan yüzde 34 daha fazla olduğu görülmüştür" dedi. Belgin, okul öncesi çocuklarda müzik eğitiminin ise uzaysal algıyı yüzde 36 oranında artırdığına işaret etti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DENİZCİLİK

Nitro Gliserin (Dikkat Patlayabilir!)