DENİZCİLİK
Dünyanın en zor ve en zevkli mesleklerinden biridir, denizcilik. Çok kısa bir süre de olsa içinde bulunduğum bu yüzen demirler, terimleri ile çeşitleri ve teknik yapıları ile ayrı birer dünya oldukları gibi, seyir esnasın da yaşanan muhteşem maceraları ile amerikan filmlerin de heyecan arayanların da fikirlerini değiştirmelerine neden olabilir.
Askeri gemiler (Donanma gemilerimiz) ülkemizin gururu olurken sivil gemilimiz de ülke ticaretine inanılmaz katkılar sağlarken, istihdam anlamında da büyük ve maddi huzura sahip bir kalabalığa neden olmaktadır.
benim gemicilik tecrübemin temeli olan tanker gemimiz TCG VAN'da yaklaşık 1,5 yılım geçti. Gayette güzel bir dönemdi, çok şeyler öğrendim. İşte TCG VAN Nam-ı diğer "A597" van gemisi su ikmal gemisidir ve donanma gemilerinin yada karadaki muhtelif birimlerin ihtiyacı olabilecek içme suyunu sağlamak için kullanılmaktadır. Bu yüzme bilen ihtiyar halen kullanılmakta olupyeri geldiğinde çok büyük gemilere su verebilmektedir. (Kendi gözümle gördüm).
Fakat Türk ve Dünya gemiciliği sanırım benim gemimden ibaret değildir. ve TCG VAN'dan daha gelişmiş daha kaliteli deniz araçları da vardır(hem askeri hem de sivil). Ama Türk tarihi sadece şimdiki gemilerden ibaret değil elbet dünya tarihinin en baba donanmalarından biride Osmanlı donanması idi tabiki. Benim fanatiği olduğum bilgi kaynaklarımdan Wikipedia der ki;
"1070'li yıllarda Anadolu'da Türk Denizciliği'nin ilk ismi Çaka Bey İzmir'de donanmasını kurmuş, daha sonra ise kızını Kılıçarslan ile evlendirmiştir.
Osmanlı Devleti'nin denizcilikle ilgilenmeye başlaması İzmit ve Gemlik taraflarının, daha sonra da Karesi ilinin alınması ile başlamaktadır. Karesi Beyliği gemilerinden faydalanılarak, Rumeli'ye geçen Osmanlı, 1390 yılında Gelibolu'da önemli bir tersane yapmıştır.
Saruhan, Aydın ve Menteşe beylikleri gibi denizde kıyısı olan beylikler, Osmanlı Devleti'nin idaresine girince, onların tersanelerinden de istifade edilmişti."
Yukarıda ismi geçen ÇakaBey'i İzmir Alsancak'ta ki Emir Çakabey Askeri limanından hatırlayabilirsiniz belki. Kendisi Osmanlı askeri denizciliğini ilk başlatanlardan olmuş ve bir çok savaşta bulunmuştur. Yine Wikipedia'dan devam edelimmi?
"Yıldırım Beyazıt zamanında büyük bir gelişme gösteren Osmanlı donanması, Sakız ve Eğriboz adaları ile Yunanistan'ın doğusuna akınlarda bulunmuştu.
Fatih Sultan Mehmed İstanbul'u alıp, burayı Akdeniz'den gelecek bir tehlikeye karşı müdafaa için, Çanakkale Boğazı'nı tahkim ederken, donanmaya da önem verdi.
Osmanlı Devleti, 27 Eylül 1538'de Barbaros Hayreddin Paşa'nın, Preveze Zaferi ile karadaki hakimiyetinin yanısıra deniz hakimiyetini de elde etmiştir."
İşte dünyanın şu anki teknolojileri kullanan donanmalarını bile hayran bırakan iki komutan, iki padişah. Fatih'in İstanbul'u alırken gemiler ile yaptıklarınıhepimiz zaten biliyoruz. ama daha önemlisi fetihten sonra şehri o ilk savunmasız döneminde tekrar geri alınmasını önemek amacıyla korumak içinde en büyük görevlerden birini yine donanma gemileri üstlenmiştir.
Gelelim bugüne, sivil gemiler büyük oranda ticaret için yapılmış olup, aslında turizm ve seyahat amaçlı olanlar bile sonuçta ticaret odaklıdır. Dolayısıyla birer fabrika olmasalarda her biri birer üretim kaynağıdır ve dünya ekonomisinin omurgasına yerleşmiştir. İşte çeşitleri;
RORO Gemileri;
Benim için özel bir yeri vardır bu gemilerin onun için bu kategoriden başladım. Eğer sivil gemicilikte çalışacak olsaydım en çok roro gemilerde çalışmak isterdim. Roro aslında araç taşıyan gemidir. Genelde talepler nedeniyle tır, kamyon veya nadiren Otobüs taşıyan gemilerdir. Yüksek yük kapasitelerine sahip bu gemilerde ki personel normal denizcilik eğitimlerinin ardından RORO eğitimi de almaktadır.
TANKERLER;
Akaryakıt, Kimyasal likitler veya benzeri sıvı taşımacılığında kullanılan ve riski en yüksek olan gemilerdir. Herhangi bir geminin yara alması yada batması gemi şirketi ve personeline sıkıntı çıkarı fakat aynı olay bir tankerde olursa bu denizlerin de kirlenmesi anlamına geleceği için tüm dünyanın sorunu haline gelir. genelde tankerler deniz üzerinde ama denize karışmaması gereken yükler ile gezerler. onun içindir ki denizciliğin en zor şartlarından biri de tankerciliktir. hem taşınan yükün gemi ile aynı anda hareket eden akışkan bir yük olması hem de kimyasal maddelerin yanıcı patlayıcı ya da eritici niteliklerinden birine veya birkaçına sahip olması nedeniyle bu araçlarda çalışmak sanırım hepsinden zordur.
Ayrıca kuruyük ve otel gemileri ile daha pek çok çeşitte gemi vardır. Ama uzatıp işi ansiklopediye döndürmeyelim. Gemicilikte herkesin bildiği iki konu vardır ki bunlar gemiciliği aslında diğer mesleklerden ve kişilerden soyutlayıp kendine özel bir duruma getirmektedir; gemicilik düğümleri ve gemicilik terimleri...
Gemicilik düğümleri;
errtnn.blogcu.com adresinde bulduğum düğümler ile ilgili sayfayı aynen kopyaladım. Zira arkadaş harika bir sayfa hazırlamış ve ciddi bir emek harcamış. Kendisinin affına sığınarak ve emeğine saygı duyarak oradaki bilgileri aşağıya ekledim. kendisine teşekkür ederim.
Gemicilik terimleri;
Askeri gemiler (Donanma gemilerimiz) ülkemizin gururu olurken sivil gemilimiz de ülke ticaretine inanılmaz katkılar sağlarken, istihdam anlamında da büyük ve maddi huzura sahip bir kalabalığa neden olmaktadır.
benim gemicilik tecrübemin temeli olan tanker gemimiz TCG VAN'da yaklaşık 1,5 yılım geçti. Gayette güzel bir dönemdi, çok şeyler öğrendim. İşte TCG VAN Nam-ı diğer "A597" van gemisi su ikmal gemisidir ve donanma gemilerinin yada karadaki muhtelif birimlerin ihtiyacı olabilecek içme suyunu sağlamak için kullanılmaktadır. Bu yüzme bilen ihtiyar halen kullanılmakta olupyeri geldiğinde çok büyük gemilere su verebilmektedir. (Kendi gözümle gördüm).
Fakat Türk ve Dünya gemiciliği sanırım benim gemimden ibaret değildir. ve TCG VAN'dan daha gelişmiş daha kaliteli deniz araçları da vardır(hem askeri hem de sivil). Ama Türk tarihi sadece şimdiki gemilerden ibaret değil elbet dünya tarihinin en baba donanmalarından biride Osmanlı donanması idi tabiki. Benim fanatiği olduğum bilgi kaynaklarımdan Wikipedia der ki;
"1070'li yıllarda Anadolu'da Türk Denizciliği'nin ilk ismi Çaka Bey İzmir'de donanmasını kurmuş, daha sonra ise kızını Kılıçarslan ile evlendirmiştir.
Osmanlı Devleti'nin denizcilikle ilgilenmeye başlaması İzmit ve Gemlik taraflarının, daha sonra da Karesi ilinin alınması ile başlamaktadır. Karesi Beyliği gemilerinden faydalanılarak, Rumeli'ye geçen Osmanlı, 1390 yılında Gelibolu'da önemli bir tersane yapmıştır.
Saruhan, Aydın ve Menteşe beylikleri gibi denizde kıyısı olan beylikler, Osmanlı Devleti'nin idaresine girince, onların tersanelerinden de istifade edilmişti."
Yukarıda ismi geçen ÇakaBey'i İzmir Alsancak'ta ki Emir Çakabey Askeri limanından hatırlayabilirsiniz belki. Kendisi Osmanlı askeri denizciliğini ilk başlatanlardan olmuş ve bir çok savaşta bulunmuştur. Yine Wikipedia'dan devam edelimmi?
"Yıldırım Beyazıt zamanında büyük bir gelişme gösteren Osmanlı donanması, Sakız ve Eğriboz adaları ile Yunanistan'ın doğusuna akınlarda bulunmuştu.
Fatih Sultan Mehmed İstanbul'u alıp, burayı Akdeniz'den gelecek bir tehlikeye karşı müdafaa için, Çanakkale Boğazı'nı tahkim ederken, donanmaya da önem verdi.
Osmanlı Devleti, 27 Eylül 1538'de Barbaros Hayreddin Paşa'nın, Preveze Zaferi ile karadaki hakimiyetinin yanısıra deniz hakimiyetini de elde etmiştir."
İşte dünyanın şu anki teknolojileri kullanan donanmalarını bile hayran bırakan iki komutan, iki padişah. Fatih'in İstanbul'u alırken gemiler ile yaptıklarınıhepimiz zaten biliyoruz. ama daha önemlisi fetihten sonra şehri o ilk savunmasız döneminde tekrar geri alınmasını önemek amacıyla korumak içinde en büyük görevlerden birini yine donanma gemileri üstlenmiştir.
Gelelim bugüne, sivil gemiler büyük oranda ticaret için yapılmış olup, aslında turizm ve seyahat amaçlı olanlar bile sonuçta ticaret odaklıdır. Dolayısıyla birer fabrika olmasalarda her biri birer üretim kaynağıdır ve dünya ekonomisinin omurgasına yerleşmiştir. İşte çeşitleri;
RORO Gemileri;
Benim için özel bir yeri vardır bu gemilerin onun için bu kategoriden başladım. Eğer sivil gemicilikte çalışacak olsaydım en çok roro gemilerde çalışmak isterdim. Roro aslında araç taşıyan gemidir. Genelde talepler nedeniyle tır, kamyon veya nadiren Otobüs taşıyan gemilerdir. Yüksek yük kapasitelerine sahip bu gemilerde ki personel normal denizcilik eğitimlerinin ardından RORO eğitimi de almaktadır.
TANKERLER;
Akaryakıt, Kimyasal likitler veya benzeri sıvı taşımacılığında kullanılan ve riski en yüksek olan gemilerdir. Herhangi bir geminin yara alması yada batması gemi şirketi ve personeline sıkıntı çıkarı fakat aynı olay bir tankerde olursa bu denizlerin de kirlenmesi anlamına geleceği için tüm dünyanın sorunu haline gelir. genelde tankerler deniz üzerinde ama denize karışmaması gereken yükler ile gezerler. onun içindir ki denizciliğin en zor şartlarından biri de tankerciliktir. hem taşınan yükün gemi ile aynı anda hareket eden akışkan bir yük olması hem de kimyasal maddelerin yanıcı patlayıcı ya da eritici niteliklerinden birine veya birkaçına sahip olması nedeniyle bu araçlarda çalışmak sanırım hepsinden zordur.
Ayrıca kuruyük ve otel gemileri ile daha pek çok çeşitte gemi vardır. Ama uzatıp işi ansiklopediye döndürmeyelim. Gemicilikte herkesin bildiği iki konu vardır ki bunlar gemiciliği aslında diğer mesleklerden ve kişilerden soyutlayıp kendine özel bir duruma getirmektedir; gemicilik düğümleri ve gemicilik terimleri...
Gemicilik düğümleri;
errtnn.blogcu.com adresinde bulduğum düğümler ile ilgili sayfayı aynen kopyaladım. Zira arkadaş harika bir sayfa hazırlamış ve ciddi bir emek harcamış. Kendisinin affına sığınarak ve emeğine saygı duyarak oradaki bilgileri aşağıya ekledim. kendisine teşekkür ederim.
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Yorum (0) :: Yorum yaz! :: Bağlantı |
23/9/2007 - deniz ve kampcılık düğümleri
Resimlere tıklayarak bağlanma şekillerini görebilirsiniz.
| |
Fiyonk Bağı
| |
Kazık Bağı
| |
İkili Sancak Bağı
| |
Sekiz Bağı
| |
Balıkçı Düğümü
| |
Taşıma Düğümü
| |
Sağ Sancak Bağı
| |
Camadan Bağı
| |
İkili Kazık Bağı
| |
Germe Bağı
| |
Kısatma Bağı
| |
Sol Sancak Bağı
| |
Hırsız Bağı
| |
Kördüğüm
| |
Oduncu Düğümü
|
Gemicilik terimleri;
ABASO
|
Alt ve asagi [Abaso Gabya yelkeni]
|
ABLI
|
Seren ve bumba cundalarindan asagi iki tarafa inen halatlar
|
ABORDA
|
Bir teknenin digerine veya bir iskeleye yanasmasi
|
ABOSA
|
Bosayi tut veya geçici olarak durdur, bosaya vurmak
|
ABRAMAK
|
Kontrol altina almak, komutasi altinda tutmak, üstünden gelmek
|
AÇIKTA EYLENMEK
|
Bir teknenin sahilden veya iskeleden yada limandan açikta beklemesi
|
ADMIRALTI DEMIRI
|
Çiposu kollarina dik ve hareketli eski sistem bir demir cinsi
|
AGANTA
|
Zincir veya halatin kisa bir zaman süresi için elde tutulup birakilmamasi [Aganta iskota, aganta borina borinata]
|
AGIZ KUSAGI
|
Armuz kaplamanin en üst sirasi [bindirme kaplamanin da]
|
ALABANDA
|
Bordanin iç kismi veya dümenin 35° ye kadar basilmasi
|
ALABURA
|
Altüst olma, teknenin ters çevrilmesi
|
ALAMA KÜREK
|
Hep birlikte kürek çekerken çekmeyi durdurmak için verilen komut
|
ALAMATRA
|
Karadeniz'de imal edilen balikçi teknesi.
|
ALARGA
|
Açikta demektir. [Alargada bekle, alarga dur][Italyanca largo]
alargaya çikmak, [açiga çikmak] |
ALAY SANCAGI
|
Isaret sancaklari ile donatilmaya, alay sancaklarinin çekilmesi denir.
|
ALBERABER
|
Hep birlikte kürek çekmek için verilen komuta
|
ALESTA
|
Hazir olmak, hazir olarak apikoda beklemek
Alesta tramola [Tramola etmeye hazir ol] |
ALTABASO
|
Bir yelkenin alt yakasi, alt ve asagi anlaminda da kullanilir.
|
AMORA YAKASI
|
Dört köse bir yelkenin alt ve ön tarafindaki yaka
[Karula yakasi] |
ANA GÜVERTE
|
Geminin veya teknenin üzerinde yürünen en üstteki güvertesi
|
ANA OMURGA
|
Postalarin baglandigi, bastan kiça kadar uzanan agaç / demir kisim
|
ANELE
|
Hareketli demir halka
|
ANELE BAGI
|
Aneleye yapilan bir çesit bag
|
APAZLAMA
|
Kemere istikametinden gelen rüzgar [Yelken seyri]
|
APIKO
|
Demirin vira edilisinde deniz dibinden kurtulup dimdik durdugu vaziyet, veya dikkatli olarak beklemek.
|
ARIYA
|
Yelkenin, sancagin veya çubuklarin asagiya indirilmesi
[Ariya sancak, ariya kürek] |
ARMA
|
Sabit donanim [Direkçarmihlari, istralyalar]
|
ARMUZ
|
Güverte ve borda kaplama tahtalarinin arasindaki çizgi
[Armuztutmak, armuz kaplama] |
ASKI MAPASI
|
Bir demir kaldirmak için bedenine konmus olan mapa
|
ASIRTMA PRAÇERA YELKEN
|
Kavançali seren yelkeni
|
ASOZ
|
Kaplama tahtalari için omurga ve bodoslamalar açilan oyuklar.
|
AVARA
|
Gemi, bot veya tekninin yanasik oldugu yerden ayrilmasi
[Avara etmek] |
AYBOCU
|
Zincirin irgat çalistirilarak asagi alinmasi, indirilmesi
|
AYI BACAGI
|
Yelkenlerin farkli kontralarda açilmasi [Pupa seyir]
|
AYNALIK
|
Kiç bodoslama üzerine konan ve dümen igneciginin üzerine kondugu tahta levha [Ayna kiçli tekneler]
|
AYNALIK TAHTASI
|
Bir teknede kiç taraftaki havuzda otururken arkaya dayanmak için konulmus olan tathta levha
|
BABA
|
Halat volta etmek için agaç veya metalden yapilmis silindirik biçimde güverte veya rihtima baglanmis bir eleman
|
BABAFINGO
|
Yelkenli bir teknede eger direk üç kisimdan ibaret ise; en üstteki parça.
[Italyanca: pappafico][Örnek: okul gemileri] |
BADARNA ETMEK
|
Bir halatin asinmamasi için üstünün halat veya koruyucu bir malzeme ile sarilmasi
|
BAKLA
|
Zincirin bir halkasi
|
BALON-USTURMAÇA
|
Halattan, hasirdan veya sentetik malzemeden yapilmis, içi doldurulmus veya sisirilmis bir usturmaça çesidi
|
BANDRA
|
Milliyeti gösteren sancak
|
BARBARISKA
|
Tututlmakta olan bir halatin kaymamasi için yapilan bir bag çesidi
|
BASTINA
|
Palangalarda kullanilan bir nevi dilli makara
[Karniyarik bastika] |
BASTON
|
Ana civadranin üzerinde ileriye dogru uzatilmis çubuk
|
BAS
|
Bir teknenin ön ve ileri kismi
|
BAS BODOSLAMA
|
Omurganin bas tarafindan teknenin basini meydana getirmek için yukari istikamete dogru konulan agaç parçasi
|
BAS KASARA
|
Genellikle gemilerdeki bas tarftaki yüksek kisim
|
BAS OMUZLUK
|
Kemere ile bas bodoslama arasindaki yuvarlak kisim
|
BAS PARIMA
|
Bir botun bas üzerindeki analeye baglanmis kisa halati
|
BASLI
|
Bastarafin kiça nazaran daha batik olmasi
|
BASTANKARA ETMEK
|
Tekneyi bir sahile beya kumsala bas taraftan oturtmak veya yanastirmak
|
BASÜSTÜ
|
Bir botun bastarafinda oturabilecek ve ayakta durulabilecek platform
|
BERMUDA ARMA
|
Uzun bir direk üzerine yelken açmak için düsünülmüs arma tipi
[Marconi arma] Bu tip armada yelken sereni yok ancak bumbasi vardir. |
BINDIRME KAPLAMA
|
Armuz kaplamanin biribir üzerine konularak yapilma sekli
[Bama tiriz] |
BITA
|
Madeni babalarin bir tanesine, halat ve zincirlerin volta edilmesi için kullanilan silindirik madeni eleman
|
BOCURUM
|
Yelkenli teknelerde kiç bodoslama / kiç aynalik üzerinde bulunan direge çekilen yelken
|
BORDA
|
Su kesiminden yukarida kalan kisim
|
BORDA FENERI
|
Sancakta yesil, iskelede kirmizi olarak yakilan 112,5 açili fener
|
BORDA ISKELESI
|
Bir tekneye girip çikmak için inip kalkabilen ve içeriye alabura olabilen bir merdiven tipi [Pasarella]
|
BOSA/BOSA TUTMAK
|
Bir halat veya zincirin bedeni üzerine bosa tutarak abramak
|
BOS ALAMAK
|
Gevsek bir halati germek için fazlasini çekmek
|
BOS VERMEK
|
Halati kaçirmak
|
BRANDA
|
Eskiden yelken yapilan bir cins kumas yada kumastan yapilan ve gemicilerin hamak olarak kullandiklari yatak.
|
BUMBA
|
Yan yelkenlerin alt yakalarini germek için kullanilan bir cins seren.Yük gemilerinde yük aktarmak için ucuna palanga takilan seren
|
BURGATA
|
Halat ve zincir ebadini ölçmek için kullanilan bir ölçü
|
BÜKÜN
|
Halatin veya bir yomanin saga veya sola dogru kollarinin bükülmesi
|
CAMADAN
|
Camadan vurmak. Yelken alaninin küçültülmesi
|
CAMADAN BAGI
|
Bu küçültmeyi yapmada kullanilan bir bag çesidi
|
CAMADAN KALÇEALARI
|
Bu bagi yapmak için yelken üzerinde siralanmi ve yelkenin her iki yüzünde bulunan bagciklar.
|
CANKURTARAN SIMIDI
|
Denize düsenleri kurtarmak için çok hafif ve yüzer maddeden yapilmis, yuvarlak simit biçiminde ve bir salvoya bagli aygit.
|
CEVIZ
|
Halatlarin ucuna tutabilmek için veya süs olarak yapilan bir cins dügüm seklindeki isleme
|
CIVADRA
|
Teknenin bas tarafinda disariya dogru egik olarak uzanan sabit seren, genellikle yelkenli teknelerde floklari açmak için kullanilir.
|
CUNDA
|
Uç demektir. Direk cundasi, seren cundasi, bumba cundasi. Cunda yakasi: yelkenin seren yakalarina gelen uçlarina denir.
|
ÇALIM
|
Geminin bas ile kiçi arasinda inik meyil veya kiç tarafta su kesiminin altindaki dar kesim.
|
ÇAMÇAK
|
Teknede biriken suyu toplamak için tahtadan yapilmis bir cins kepçe
|
ÇARMIK
|
Direklerin her iki bordasina baglanabilmesi için gerilmis tel halatlar.
|
ÇENE
|
Omurga ile bodoslamamin birlestigi köse
|
ÇIMA
|
Halat, elincesi veya yomalarin uç kismi
|
ÇIMARIVA
|
Personelin tekne boyunca yanyana selamlama için dizilmesi
|
ÇIPO
|
Özellikle admiralti demirinde bedenin üst kismindan anelesinin altinda geçen kollara dik olarak baglanmis hareketli veya sabit agaç veya metal kollar.
|
ÇÖRDEK YAKASI
|
Seren yakalarinin geriye bakan kisimlari, üç köse yelkenlerdeki en üstteki pik yakasi
|
ÇUBUK
|
Ana direklerin üzerine konulan ekleme direkler
|
DABILBATIM
|
Gemilerin karinasi yirtildiginda teknenin su almamasi için postalarin iç tarafina ikinci bir kaplama konur ki, bu iki kaplama arasindaki double-bottom denir. Bu bölüm safra ve yakit deposu olarak da kullanilir.
|
DENIZ DEMIRI
|
Denizde ve rüzgarda hareketsiz kalan teknenin dalgalar borda vermemesi için bastan veya kiçtan denize attiklari koni seklindeki branda torba.
|
DESE ETMEK
|
Halatin veya zincirin iyice gerilmesi
|
DINGI
|
Bir çifte kürekle kullanilan patalya
|
DIREK FISTANI
|
Diregin güverteye girdigi veya etrafina çevrilen kusak
|
DOBLIN
|
Bir halatin iki çimasi arasindaki sarkik kisim
|
DOBLIN ALMAK
|
[Vermek, Tutmak] Bir halatin iki çimasinin gemide kalmak üzere bordadaki veya sahildeki bir babaya iki, üç kez sarilmasi
|
DÖKÜNTÜ
|
Deniz yüzeyine yakin kayalik kümeler
|
DÖSEKLI
|
Alti düz olan tekne
|
DIRISA ETMEK
|
Yön degistirmek, rüzgarin dirisa etmesi, bumbayi dirisa etmek
|
DÜMEN
|
Gemiyi istenilen yöne çevirmek için saç veya tahtadan yapilmis olup kiç tarafa monte edilen yelpaze seklindeki bir parça
|
DÜMEN BASLIGI
|
Yeke evini kusatmak - kuvvetlendirmek için dümen saftinin etrafina geçirilen maden baslik [=dümen tasi]
|
DÜMEN BODOSLAMASI
|
Kıç bodoslama
|
DÜMEN BOGAZI
|
Dümen yelpazesinden yukarida kalan kisim
|
DÜMEN DOLABI
|
Dümen yekesine baglı mekanizmasini çevirebilmek için yapilmis olan aygit.
|
DÜMEN DONANIMI
|
Dümen yekesi ile dümen dolabi arasinda kalan tel halat mekanizma, uskurlu saft ve kolar ile bunlarin geçtikleri makarali sistemin tümüne verilen isim
|
DÜMEN YELPAZESI
|
Dümenin esas ana parçası
|
DÜMEN ZAVIYESI
|
Dümen yelpaze sathinin omurga ile yapmis oldugu açi
|
DÜMENCI PUSULASI
|
Dümen dolabinin hemen önüne konulmus olan miknatisi pusula
|
DÜMENTASI
|
Yekenin dümene baglandigi en üst kisim
|
EGLENMEK
|
Bir teknenin stop ederek veya çok agir yol ile gidecegi yere varmasi
|
EL DONANIMI
|
Mekanik olan irgat gibi aygitlarin el ile çalisabilmesi için yapilmis olan donanim
|
EL DÜMENI
|
Kol gücü ile bir taraftan diger tarafa basilan dümen
|
EL INCESI
|
Bir tekneden digerine veya sahile atilan ucunda kursun bir agirligin ceviz ile kapli oldugu ve sonuçta bir halatin baglanarak gönderildigi, parekete savlosu gibi incecik bir halat
|
EL ISKANDILI
|
Elektrikli iskandil olmayan teknelerde,derinlik ölçmek için çimasina 5 kg lik bir kursun asilmis ve üzerine kulaç taksimati yapilmis olan savlo
|
FAÇA ETMEK
|
Seren yelkenlerin bir taraftan prasya oldugu halde kapatilmasi
|
FAÇUNA ETMEK
|
Badarnanin tel veya mürnel ile siki sikiya baglanmasidir.
|
FALAKA
|
Iki matafora cundalari arasinda bulunup can halatlarinin baglandigi tel halat.
|
FARS TAHTALARI
|
Agaç bir teknenin sintine üzerindeki aralikli tahtalari
|
FILIKA
|
Savas gemilerindeki kürekli veya yelkinli tekneler
|
FIRDÖNDÜ
|
Zincirin gamba almamasi için aralara konan bir eksene bagli olarak dönen iki yarim bakladan olusan kilit
|
FIRENGI
|
Güvertedeki suyun denize akitilabilmesi için yali kütükleri üzerinden bordaya açilan oluklu delikler
|
FLADOR
|
Çarmihlarin gerilmesi için kullanilan sistem
|
FLAMA
|
Üç köseli sancak
|
FLASA
|
Halati meydana getiren incecik ipler
|
FLOK
|
Bas taraf çekilen üç köse yelken
|
FORA ETMEK
|
Bir yere baglanmis olan halatin oradan çikartilmasi
[Sivil denizcilikte: MOLA] |
FRISKA
|
Bütün yelkenleri camadan vurmaksizin kullanilabilcek dercedeki sert rüzgar
|
FUNDO (FUNDA)
|
Demirlemek için verilen komut
|
GABYA
|
Ana direk ile babafingo çubugu arasindaki çubuk veya yelken
|
GAGA
|
Demirin iki ucundaki tirnaklarin en uç kismi
|
GAMBA ALAMAK
|
Halatin veya zincirin kendi etrafinda dönmesi veya burulmasi
|
GENOVA
|
Flok yerine çekilen çok daha büyük flok
|
GERDEL
|
Gemi ve teknelerde kullanilan tahta kova
|
GIZ
|
Kiç direkteki kisa seren
|
GOMINA
|
Mil uzunlugun 1/10 = 185 meter
|
GÖNDER
|
Ince düz ve uzunca olarak çekilmis çubuklar. [Sancak gönderi, filika kanca gönderi, civadra gönderi]
|
GÖZ DEMIRI
|
Bir gemide kullanilan ana demirler
|
GRADIN YAKASI
|
Bir yelkenin yan kenarlari
|
GRANDI DIREGI
|
Birden fazla direkli gemilerdeki en yüksek direk
|
GULET
|
Brig'ten küçük iki direkli hafif armali pruvasi kabasorta armali, praçilaya benzer uskuna
|
GURCATA
|
Bir direk üzerinde çanaklik kurmak için mauna kollari üzerine omurgaya aykiri olarak yerletirilen kollar. Yelken teknelerinde direkten inen istrelyalari açmak için kullanilan kollar.
|
GÜVERTE
|
Gemilerde ve teknelerde bastan kiça kadar dösenmis tahta veya madeni platform döseme
|
GÜVERTE KAPLAMASI
|
Güvertenin kaplanmasi için kullanilan malzeme
|
GÜVERTE HATTI
|
Güvertenin bordadaki izdüsümü
|
HALAT
|
Bitkisel sentetik veya çelikten yapilmis ve bükümlenerek çesitli kollarda biribirlerine sarilmis, bükülmeye ve çekmeye uygun urgan
|
HALAT BOSA
|
Demir atildiktan sonra demirin agirligini irgat üzerinden almak için çimalari güvertedeki mapalar bagli diger uçlarinda ceviz bulunan kisa halatlar.
|
HAMLA
|
Kürek çekilirken küregin bir periyot içindeki mesafesi [Hamle]
|
HAMLACI
|
Kürekli teknelerde serdümene en yakin kürekçi
|
HAVUZLUK
|
Yelkenli veya kürekli bir teknede kiç tarafta topluca oturulacak yer.
|
HIRÇA MAPASI
|
Zincirin zincirlikteki çimasinin omurgaya baglandigi kilit
|
HISA ETMEK
|
Bir seyi yukari kaldirmak. [Hisa sancak, hisa kürek]
|
IRGAT
|
Demir almada, halatlari dolayip gemiyi yanastirmada veya karaya çekmede kullanilan, hidrolik, elektirikli, istimli veya insan kuvvetiyle çalistirilan yatay veya dikey mekanizma [Yatay ve manivela kuvvetiyle çalistirilanlar = bocurgat]
|
ISKAÇA
|
Direk ve civadralarin alt baslarin alt baslarindaki topuklarin yerine oturmasi için açilmis olan yuva
|
ISKANCA
|
Degistirmek [nöbet, vardiya, kürek]
|
ISKARMOZ
|
Kürekli teknelerde küregin baglanmasi veya oturmasi için ay veya çelik seklindeki lumbar iskarmoz denilen aygitlar
|
ISKOTA
|
Yelkenlerin iskota yakalarini kullanmak, yelkeni rüzgar ile doldurmak için halat - palanga donanimi
|
ISKOTA YAKASI
|
Kabasorta yelkenlerde altyakalar; randa, pik veya floklarda alt geri köse
|
IÇ OMURGA
|
Postalari [bir ahsap teknede] omurgaya daha siki baglamak için bastan kiça kadar uzanan ikinci bir omurga
|
IGNECIK
|
Dümenin kiç bodoslamaya baglanabilmesi için, erkek ve disi olarak konmus olan mentese yada demir sac
|
ISKANDIL
|
Denizin derinligini ölçmek
|
ISKANDIL KURSUNU
|
Iskandil salvolarinin baglandigi agir kursun - agirlik
|
ISKANDIL SALVOSU
|
Iskandil kursunlarinin baglandigi isaretli salvo
|
ISKARÇA
|
Bir liman veya koy içindeki kalabalik tekne gurubu, karisik olarak demirlemis olan tekneler toplulugu
|
ISKELE
|
Teknenin sol yarisi veya gemiye girip çikmak için kullanilan sürme veya inip kalkan merdiven
|
ISKELE TAVASI
|
Iskelelerin alt ve üstünde girip çikmada ilk basilan platform
|
ISPAVLO
|
Katrasiz kendirden yapilmis iki kollu sicim [kirnap]
|
ISTINGA
|
Yelkenleri toplamak için kullanilan selviçe [Hareketli donanim]
|
ISTINGA ETMEK
|
Yelkenleri toplamak
|
ISTRALYA
|
Direk ve çubuklarin cundalarinda bas ve kiça dogru inen sabit arma, veya teknelerin postalarini bastan kiça kadar birbirlerine baglayan kusak
|
ISKAMPAVYA
|
Harp gemilerinde personel tasimakta kullanilan motorlu büyük filika
|
KABASORTA ARMA
|
Serenleri direklere dik ve kemere istikametinde olan dört köse yelkenli arma
|
KALASTRA
|
Kuntra güvertelerin üzerine alinan filikalarin oturtulduklari agaç veya metal kürsü
|
KALOMA
|
Demir üzerinde bulunan teknelerin denizde bulunan zincir mesafesi. Bosluk ve rahatlik, tolerans, ölçülü
|
KALOMA ETMEK
|
Zincir gerektiginde daha fazla salmak, [Kaloma vermek]
|
KANA RAKAMLARI
|
Gemilerin çektikleri su derinligini göstermek için bas ve kiç dikmeler hizasina sancak ve iskele taraflara desimetre veya feet cinsinden çizilmis rakamlar. [Romen ve italik]
|
KANDILISA
|
Yelkenleri yukari kaldirmak için kullanilan halat.
Trinket ve maestra serenlerinin kandilisasi : Istrise Gabya serenlerin kandilisasina : Manti Flok ve randa yan yelkenlerin kandilisasina: Çördek /Mandar denir. |
KAPELE MUSAMBA
|
Pusla, dümen dolabi, kaporta, vinç gibi kisimlarin yagmur ve günesten korunmasi için yelken brandasindan yapilmis kiliflarin geçirilmesi için verilen emir.
|
KAPLAMA
|
Postalarin üzerine boyuna kaplanan saç veya tahtalar.
|
KAPORTA
|
Gemi veya tekne içindeki kapilara ve güverteden asagi inis ve çikis merdivenlerinin üzerindeki kapali yerlere denir.
|
KARANFIL
|
Pruva ve grandi diregicundalari arasindaki tel halat
|
KARAVELE KAPLAMA
|
Içi kutrani disi armuz kaplama olan bir kaplama sekli.
|
KARINA
|
Bir teknenin su altinda kalan islak kismi (dis kismi).
|
KARULA YAKASI
|
Bir yan yelkenin direge yakin alt yakasi (kösesi).
|
KASA
|
Halatlarin çimalarina açilmayacak sekilde yuvarlak sekilde yapilan ve dikisle emniyete alinan yuvarlak büyük halkalar.
|
KASARA
|
Teknelerin bas orta ve kiç kisimlarinda güverteden daha yüksek olan güvertelere veya kisimlara denir.
|
KASTANYOLA
|
Demir zinciri akarken durdurabilmek için irgat etrafina konan demir veya çelik serit çember (bir çesit fren balatasi).
|
KAVANCA
|
Herhangi bir seyi bir taraftan diger tarafa geçirmek veya asirmak ya da bir yerden diger bir yere aktarmak.
|
KEMERE
|
Güveretenin dösenebilmesi için posta uçlarini birlestiren enine (omurgaya dik) konan kisimlardir. (yarim oalnina ÖKSÜZ KEMERE denir).
|
KERTE
|
Bir dairenin 32'de biridir. (11 derece 15 dakika).
|
KERTERIZ
|
Herhangi bir maddenin bir tekneden olan yönünü miknatisi veya cayro pusla ile tayin etmek veya ölçmek.
|
KERYE
|
Iki halti birlestirmek için veya halatin çimasina geçici kasa yapmak için [sadece madeni halatta] kullanilan civatali mengene
|
KIBLE
|
Güney
|
KIÇ
|
Teknenin geri tarafi
|
KIÇ BODOSLAMA
|
Omurgadan kiç taraf kaldirilan dik kisim [Agaç veya maden]
|
KIÇ GÖNDERI
|
Kiç tarafta sancak çekilmesi için dikilmis olan gönder.
|
KILIT
|
12,5/15 kulaç zincir uzunlugu veya iki kilit zinciri birbirine baglayan bir tarafi degirmi diger tarafi harbili bir cins zincir baklasi.
|
KINISTIN VALFI
|
Gerektiginde bir tekneye denizden su almak için su kesiminden asagiya konmus ve gerektiginde uzaktan açilip kapatilabilecek valf.
|
KOÇ BOYNUZU
|
Bas ve kiç omuzluklar ile mataforalarin üzerinde bulunan ve halat volta etmek için kullanilan boynuz seklinde iki kulakli madenler.
|
KOL
|
Flasalarin bir tarafa bükülmeisi sonucu halatta elde edilen elemanlar. Flasa gibi bütün halat boyundadirlar.
|
KOLTUK
|
Bir teknenin aborda oldugu yere sikilmasi için bas ve kiç omuzluklardan verdigi halat.
|
KONTRA MIZANA DIREGI
|
Mizana direginin gerisindeki direk
|
KONTRA OMURGA
|
Ana omurganin asinmamasi için altina konan serit halindeki parça.
|
KONTRA TAVLON GÜVERTE
|
Eski harp gemilerine ait bir güverte kati
|
KONTRATA MIZANA DIREGI
|
Kontra mizanadan sonraki kiç direk
|
KÖRKAPAK
|
Lumbuzlari içerden kapayan demir kapak
|
KUNTRA
|
Iskota yakasina baglanan iki inceden birisi iskota olarak kullanildiginda digeri kuntra olur. Kontra kontr kelimesinden gelme olup, karsi-zit-yedek anlaminda kullanilir.Kuntra omurga, bodoslama-grandi-güverte gibi Kuntra flok-kuntra mizana ve benzeri.
|
KURT AGAZI
|
Içinde halat geçmesi için güverte üzerinde bas ve kiç omuzluklarina monte edilen demir yastiklar.
|
KUTRANI KAPLAMA
|
Ahsap diagonal (çapraz) kaplama
|
KÜPESTE
|
Güverte üstündeki borda kaplamasi.
|
KÜREK LUMBARI
|
Askeri filikalarda iskarmoz yerine küreklerin oturtulduklari oyuk yerler (küpestede takazlik tahtasinda).
|
LAÇKA
|
Bosver, bosalt, bosalmis gevsemis anlaminda.
|
LALE HALATI
|
Dümenlerin denizli havalarda düsüp kaybolmamasi için dümen yelpazesinden geçip teknenin kiçina baglanan bir ince savlo.
|
LARMO
|
Floklarin açildigi istralya. ( Bazen flok larmosu da denilir).
|
LAVA ETMEK
|
Bos al ve ger anlaminda bir emir. (Bosunu al)
|
LAVRA DELIGI
|
Bir teknenin içindeki suyu askiya alip bosaltmak için açilmis delik. (Genellikle kiç tarafta havuzlugun altindaki kruzlu yerde).
|
LIF
|
Nebati halatin yapildigi malzemenin en ince parçasi
|
LIGA CAMADAN
|
Yelkeni küçült, camadana vur demektir.
|
LIMBO
|
Bir seyin bir taraftan diger tarfa aktarilmasi. (Marmara etmek sadece sivi içindir.)
|
LIVAR
|
Balikçi teknesinde baliklarin taze kalmasi için alt tarafi denizle ilgili tahta havuz.
|
LOÇA
|
Demir zincirinin akmasi için açilmis deliklere geçirilmis madeni oluk.
|
LOKMA
|
Zincirin baklalarinin ortasina takviye için konmus parça.
|
LUMBARA AGIZI
|
Gemilere girip çikilan bordada açilan dört köse kapak.
|
LUMBUZ
|
Gemideki pencerelere verilen isim.
|
MANIKA
|
Bir teknenin alt kisimlarina güverteden asagiya dogru havalandirma için konulan genis boru.
|
MAPA
|
Sabit halka.
|
MARTIN DEMIRI
|
Çipo ve kollari ayni düzeyde ve kollari da beden etrafinda dönebilen bir sistemdeki demirdir.
|
MASTALYA
|
Tahta legen.
|
MASTORI POSTASI
|
Bir teknedeki en genis posta.
|
MATAFORA
|
Teknelerde veya sahilde filika veya botlarin asilabilmesi için uçlarinda palanga bulunan aygit.
|
MATAFYON
|
Yelken ve tentelerin delik açildiginda yirtilmamasi için delik etrafinin takviye edildigi aleminyum veya halat yassi halka.
|
MAYNA ETMEK
|
Asagi indirmek (agir agir).
|
MEME
|
Demir kollarinin demir bedenine birlestigi noktanin alt kismi.
|
MEZESTRE
|
Yariya kadar indirmek.
|
MIL [Deniz mili]
|
Denizdeki uzunluk ölçüsü. (6080 feet = 1852 mt)
|
MIZANA DIREGI
|
3 direkli bir yelkenli gemide en kiçtaki direktir.
|
NETA
|
Muntazam, düzgün, tertipli veya emniyetli anlamina gelir.
|
NEVCET
|
Hamak sarilan incelere denir.
|
OMURGA
|
Bir teknenin postalarinin üzerine oturtulup baglandigi ve bastan kiça kadar devam ettigi agaç/madeni parçalardir. Genellikle küçük teknelerde yekpare olur.
|
OMUZLUK
|
Teknenin bas ve kiç tarafindaki 45 derecelik açi civarindaki istikamet.
|
ORSA
|
Yelkenleri elden geldigi kadar rüzgarin estigi tarafa yaklastirarak seyretmek. (Orsasina seyir)
ORSA YAKASI : Bir yelkenin direk tarafindaki veya rüzgar üstü tarafindaki yakasidir. |
ORSA ALABANDA EGLENMEK
|
Rüzgari bordaya alarak, yelkenleri birbirinin aksine alip tekneyi yolundan alakoyup vakit geçirmektir.
|
ORSA ALABANDA TRAMOLA
|
Teknenin basini rüzgara alip bir kuntradan diger kuntraya geçmektir.
|
ORSA HALINDE
|
Bir teknenin mümkün oldugu kadar rüzgarin estigi cihete yakin seyredisi.
|
ORSA PUPA ÇEMBERI
|
Bumbanin cundasina yakin ve iki tarafinda da mapa bulunan madeni çember.
|
ORSADA KAZANMAK
|
Bir teknenin orsa seyrinde az düsme yapip istedigi tarafa gidiste kazanmasi.
|
ORSAYA KAÇMAK
|
Bir yelkenli teknenin devamli olarak bas tutamayip rüzgar üstüne kaçmasidir.
|
ÖKSÜZ KEMERE
|
Kemerenin ortadan kesilmis olarka yanda kalan kisimlari.
|
PALAMAR
|
Gemilerin rihtima veya iskeleye baglanmasinda halattan daha kalin yomalara verilen isim.
|
PALANGA
|
Bir halat ve anaz iki makaradan olusan kaldirma mekanizmasi
|
PALAVRA GÜVERTE
|
Eskiden harp gemilerinde toplarin bulundugu güverte
|
PATALYA
|
1-3 çifteye kadar kürekli ahsap teknelere harp gemilerinde verilen isim.
|
PATRISA
|
Çubuklarin baglanmasi için cundalarindan asagi ve geriye dogru inen ve tekneye baglanan sabit arma
|
PIK
|
Giz veya serenlerin üzerine açilmis üç köse yelken.
|
PIK YAKASI
|
Bir yan yelkeninin üst ve kösedeki yakasidir.
|
PIYAN
|
Bir halatin çimasinin açilip dagilmamasi için çomasina ispavlo veya gircila ile yapilan bir çesit dügüm sekli.
|
PORTUÇ
|
Alet edevat veya boya gibi sair seylerin saklanmasi için kullanilan dolap veya kamara gibi yerler.
|
POSTA
|
Üzerine kaplama tahtalarinin [veya saçlarin] tespit edildigi agaç veya maden egriler [kaburga]
|
PRUVA
|
Bir teknenin ön tarindan ileri istikameti.
|
PRUVA DIREGI
|
Birden çok direkli teknede ba taraftaki ilk direk.
|
PUNTEL
|
Güvertenin kuvvetlendirilmesi için alttan dikine konan destek veya güverte üzerindeki vardevelalarin tutmak için güverteye dik olarak konulan demir çubuklar.
|
PUSULA
|
Rota istikametlerini gösteren, kerteriz alip mevki konmasina yardim eden miknatisi veya cayro devvaresi ile çalisan seyir aletidir.
|
PUSULA KARTI
|
Pusula ibrelerinin üzerine oturtulmus derece veya kerte taksimati bulunan daire seklinde bir karttir.
|
PUSULA MIHVERI EKSENI
|
Pusula kartinin merkezinin oturdugu ucu sivri bir ignedir.
|
PUSULA TASI
|
Miknatisi puslalarda pirinç veya bakirdan yapilmis (manyetik etkisi olmamasi için) yarim küre biçiminde içi bos bir tastir.
|
PUTA
|
Koymak, donatmak (puta kürek).
|
RADANSA
|
Halatlarin çimalarinda kasa yapmakta kullanilan madeni halka biçimindeki malzeme
|
RANDA YELKENI
|
Yelkenli bir teknede en geriye açilan yan yelkeni.
|
RODA
|
Kullanilmamis, açilmamis nebati halat sargisi.
|
ROTA
|
Geminin üzerinde gittigi çizgi.
|
RUBA ETMEK
|
Yelkenle rüzgari basa alarak tekneyi geriletmek
|
RÜSVET GÜVERTE
|
Yolcu gemilerinde filikalarin üzerine oturtuldugu kalastralarin bulundugu güverte.
|
RÜZGAR ALTI
|
Rüzgarin estigi yönün aksi.
|
RÜZGAR YAKASI
|
Bir yelkende rüzgarin estigi taraftaki yaka.
|
RÜZGARÜSTÜ
|
Rüzgarin estigi yön.
|
SAFRA
|
Bir teknede denge saglanmasi için sintinesine konan agirlik.
|
SAGANAK
|
Rüzgarin eserken birdenbire siddetli esmesi.
|
SALMA
|
Bir teknenin rüzgara veya akintiya bagli olarak dönmesi
|
SALMA OMURGA
|
Yelkenli bir teknede içerden indirilip kaldirilan madeni veya agaç levha.
|
SALPA
|
Demirin deniz dibinden kurtulmasi, agirligini zincire binmesi.
|
SANCAK
|
Bayrak veya teknenin sag yarisi, sag tarafi
|
SANCAK ALABANDA
|
Dümenin sancak tarafa dogru en çok basilabilmesi için verilen emir.
|
SANCAK GÖNDERI
|
Kiç tarafa güverteden sancak çekmek için dikilmis gönder.
|
SARAVELE
|
Yelkenin sarilmasi için verilen komuta denir.
|
SAVLO
|
Sancak çekmek için kullanilan 1,5 burgatalik ince halat
|
SELVIÇE
|
Yelkenli bir gemi armasindaki hareketli halatlar.
|
SEREN
|
Direkler üzerinde yelken açmak için ve isaret çekmek için yatay olarak baglanmis gönder.
|
SEREN YAKASI
|
Yelkenlerin derene bagli üst kisimlari. (matafyon yakasi).
|
SIG SU
|
Denizin (genellikle sahil kismina yakin) herhangi bir kisminda teknelerin seyretmelerine uygun olmayacak sekilde az su bulunan pek derin olmayan yerlere denir.
|
SILYON FENERI
|
Gece ve karanlikta gemilerin seyir halindeyken pruva ve grandi direkleri cundalarinda yaktiklari ufkun 20 kertelik bir sahasindan berrak havada en az 5 milden görülebilen ve pruvadaki grandiye nazaran daha asagida olan fenerlerdir. (Beyaz renklidirler).
|
SINTINE
|
Bir teknenin su altinda kalan islak kisminin iç tarafidir.
|
SIS ISARETI
|
Siste seyir halindeki gemilerin birbirlerine durumlarini belirtmek üzere düdükle verdikleri isaret.
|
SIS KAMPANASI
|
Demirde veya samandrada yatan gemilerin siste mevkilerini belirtmek için çaldiklari kampana
|
SIYA
|
Kürek çekerekn tekneyi geriye itmek için verilen komut.
|
SOGRA [SOKRA]
|
Armuz kaplamada, kisa gelen kaplama tahtalarinin uçlarinin birlestigi yerdeki çizgi.
|
SUGA ETMEK
|
Vira edip sikistirmak. (Suga kastanyola, suga civata vb).
|
SU HATTI
|
Teknenin gövdesinde islak yüzeyle kuru yüzeyi arasinda meydana gelen çizgi.
|
SÜBYE ARMALI
|
Direklerinde seren yelkenleri olmayip sadece yan yelkenleri bulunan tekneler.
|
SÜLYEN
|
Yeni konan yada raspa edildikten sonra temizlenmis olan çelik veya demir saçlar üzerine koruyucu bir astar olarak sürülen genellikle kirmizi renkteki boya
|
SÜRME OMURGA
|
Salma omurga da denilebilir. [Ana omurga bedenine açilan bir yariktan asagi yukari hareket ettirilebilen tahta veya madeni levha seklindeki omurga olup yelkenliteknelerde yelkenle seyir aninda devrilmemek veya rüzgar altina düsmemek için kullanilir]
|
SAPKA
|
Direklerin üst uçlarina geçirilmis yuvarlak tabla
|
SEYTAN ÇARMIHI
|
Iki halat arasina agaç basamaklarla yapilan bordadan sarkitilan merdiven
|
TALVEK HATTI
|
Bogazlarda ortadan geçtigi varsayilan hat
|
TARAK GEMISI
|
Limanlari ve geçitleri derinlestirmek için kepçeli olarak yapilmis özel gemi
|
TAVA
|
Borda iskelelerinin altinda ve üstünde durulacak yer [Iskele tavasi]
|
TAVLON GÜVERTE
|
Çok güverteli gemilerin üsten itibaren asagiya dogru besinci güvertesi.
Eski harp gemilerine ait bir güverte kati |
TAYFA
|
Ticaret gemilerindeki gemiciler
|
TENTE
|
Güverteyi yagmur ve günesten korumak için güverte üzeriene açilan branda veya baska bir malzememden yapilmis örtü
|
TENTE OMURGASI
|
Tentenin orta kismina ve altina konulan agaç
|
TERSANE
|
Gemi yapilan fabrika, tezgah veya sanayi merkezi
|
TIRENTI
|
Bir halatin çekilen çimasi
|
TIRNAK
|
Demirin kollarinin ucundaki tirnak seklindeki kisim
|
TOKA ETMEK
|
Bir seyi yerine kadar kaldirmak [Sancak toka etmek, isaret toka]
|
TRAMOLA
|
Yelkenle seyirde rüzgarin bir kontradan diger kontraya önce pruvanin geçmesi ile yapilan dönüs
|
UÇKURLUK
|
Bir sancagin direk veya rüzgar üstü tarafindaki yakasindaki takviye edilmesi için geçirilen beyaz renkli serit. Bu taraftaki yakaya uçkurluk yakasi ve içinden geçirilen ve iki ucunda da kanca bulunan salvoya da uçkurluk salvosu denir.
|
USKUNA
|
Pruva diregi kabasorta armali, grandi diregi sübye armali iki direkli yelkenli tekne
|
USTURMAÇA
|
Bir birinin üzerine veya rihtima yanasan teknelerin bordalarinin göçmemesi veya boyalarinin bozulmamasi için araya koyduklari agaç,i lastik, plastik veya halatlardan yapilmis olan, balon, silindir biçimindeki yastik.
|
VARAGELE
|
Iki nokta arasinda gerilmis olan kuvvetlice bir halat üzerinde hareket eden bir makaraya bagli sepet veya iskemle donanimli insan ve esya tasimak için kullanilan donanim.
|
VARDAVELA
|
Teknelerin küpestelerinde ve borda iskelelerinde personelin korunmasi için dikilmis bulunan sabit veya yatar kalkar puntellerin üzerine yatay olarak geçirilmis demir veya agaç tiriz.
|
VARDAVELA PUNTELI
|
Küpestelere konmus olan agaç veya demir sabit veya yatip kalkan punteller.
|
VARIL
|
Mancana büyüklügündeki madeni fiçi
|
VELEDIBARKA
|
Firtinali havalarda pruva ana istrelyasi üzerine açilan flok.
|
VELEISTRALYE YELKENI
|
Pruva direginden sonra gelen direk üzerine açilan yan yelkenin sereni
|
VELENA
|
Direkler arasindaki istrelyalar üzerine açilan üçgen seklindeki yelkenler.
|
VENTO
|
Bumbalari ve mataforalari bir taraftan diger tarafa dirisa edebilmek ve sabit tutabilmek için cundalarindan alinan halatlar. Bu halatlar gerekirse palangalara da baglanir.
|
VINÇ
|
Gemiye yük alip vermede kullanilan, ambar agizlarina yakin olarak konmus hidrolik - elektirk veya istimle açilan makineler.
|
VIRA
|
Vidayi, civatayi, irgat veya vinci çevirmek sarma yönünde verilen komut.
|
VIYA
|
Gemiyi veya tekneyi istenilen rotaya döndükten sonra, istenilen yöne seyredilmesi için verilen komut.
|
VOLTA
|
Bir halatin babaya veya biteye bir kez dolastirmak
|
VOLTA ALMAK
|
Halatin veya demir zincirinin biribirine dolasmasi
|
YAKA
|
Yelkenlerin köselerine ve yakalarina denir.
|
YAKAMOZ
|
Su içinde isik biriktirebilen tekhücrelilerin total yansima halinde isildamasi
|
YALPA
|
Teknenin sancaktan iskeleye, iskeleden sancaga dalgalarin bordadan alinmasi ile sallanmasi
|
YALPA OMURGASI
|
Teknelerin yalpalamasini azaltmak için karina kismina bastan kiça dogru uzunan omurga biçimindeki çikinti.
|
YAN YELKENLER
|
Yarim serenler ve gizler üzerine açilan yelkenler ile flok ve valenalar
|
YARIMOTURAK
|
Kürek çekerken ayak dayanilan agaç puntal [yatay]
|
YASLAMAK
|
Bir teknenin harket kabiliyetini kaybederek, akinti veya rüzgar etkisi ile bir rihtima veya baska bir tekne üzerine düsmesi
|
YEKE
|
Dümen basina takilip dümenin istenilen tarafa basilmasi için kullanilan demir veya agaçtan yapilmis kol.
|
YELPAZE
|
Dümenin su içindeki en genis kismi
|
YOMA
|
Genellikle kalin halatlara denir.
|
YÜRYA
|
Bir palanganin tirentisini veya bir halatin elle çekerken üzerine yatarka mola vermeksizin çekmek
|
ZINCIR MAKINASI
|
Zincirlik ile üst güverte arasinda zincirin arasindan geçtigi madeni boru.
|
ZINCIRLIK
|
Teknelerin bas tarafinda basaltinda demir zincirlerinin muhafaza edildigi yer.
|
ZIRH GÜVERTE
|
Eski zirhli harp gemilerinde mermilerin delip geçmemeis için konann çelik güverte
|
Yorumlar
onları nişanlımı beklerken yazmıştımm geçen pazar :)